Yoksa siz hâlâ annenizin Maslow İhtiyaçlar Piramidin’i mi kullanıyorsunuz?

Umut Karlıklı
Le Chatbot - Conversational UX Design
3 min readMay 3, 2024

--

Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi… Sunumların baş tacı, fikirlerin bilimsel dayanağı, adı anıldığında herkesin bildiği o ünlü motivasyon teorisi. Herkesin bildiği temel ihtiyaçlara kendini gerçekleştirmeyi katarak psikolojik ihtiyaçlardan konuşmamıza olanak verdi Maslow. Her güzel hikâyenin bir sonu olduğu gibi İhtiyaçlar Piramidi ile de vedalaşmanın vakti geldi. Artık kullanıcı ihtiyaçlarını daha iyi anlamamızı ve sonrasında daha somut çıktı üretmemize olanak sağlayan yeni bir yaklaşım var: Öz Belirleme Teorisi ve Temel Psikolojik İhtiyaçlar Kuramı.

Neden İhtiyaçlar Piramidi ile vedalaşıyoruz

Hiç kuşkusuz ki Maslow zamanının ötesinde bir bilim insanıydı. Hava, su gibi insanların sosyal ihtiyaçları olduğunu ve bunları karşılamak için uğraştıklarını iddia etmek daha öncesinde dillendirilmeyen bir yaklaşımdı. İş dünyası da Maslow’un öğretilerini aldı ve sunduğu hizmetin ya da sattığı ürünün hangi dertleri karşıladığı sorusunu yanıtlamak için kullandı.

Yıllarca yararlanılmasına yararlanıldı ama temelde bu model hep aksaktı. En temel sorunu ihtiyaçların hiyerarşi içinde ele alınmasıydı. Maslow karnı doymayan bir insansın kendini gerçekleştirmekle ilgili dertleri olmayacağını savunuyordu. Kendi hayatımızdan da bildiğimiz gibi ihtiyaçlarımızı sıralamak konusunda o kadar rasyonel değiliz. İhtiyacımız olmadığı şeyleri yapıyor; piramidin neresinde olduğumuzu takmıyoruz. İkinci sorunsa ihtiyacın ne olduğu ve nasıl tatmin edileceğinin net olmamasıydı. Yemek yiyince doyuyorsun mesela ama kendini gerçekleştirince ne oluyor? Modelin sembolik anlatısı “biz bu ürünle ihtiyaçları karşılıyoruz” diyen reklamcının işine yarasa da bu bilgiden bir deneyim üretmek isteyen biz tasarımcılar için işlevsizdi.

Yeni yaklaşım: Öz Belirleme Teorisi ve Temel Psikolojik İhtiyaçlar Kuramı.

Yeni dediğime bakmayın, Öz Belirleme 25 yıllık bir sosyal psikoloji teorisidir. Teori kabaca bize davranışların sorumluluğunun içsel ya da dışsal faktörlere bağlanabildiğini söylemektedir. Eğer yaptıklarının sorumluluğunu alırsa ve karar vericinin kendisi olduğunu hissederse kişinin iyi oluş düzeyini arttırmaktadır. Peki “ben yaptım” demek neden iyi oluş düzeyini arttırır? Bu sorunun cevabı da Temel Psikolojik İhtiyaçlar Kuramı’nda yatmakta. Teoriye göre davranışları kendi istekleriyle dile getiren kişilerin bir yandan da temel psikolojik ihtiyaçları da tatmin olmamaktadır. Kurama göre üç temel ihtiyaç bulunmaktadır:

  • Kişinin kararlarını özgür iradesiyle verebilmesini içeren özerklik ihtiyacı.
  • Davranışı gerçekleştirirken bu davranışı gerçekleştirebilecek kabiliyetlere sahip olduğunu hissetmeyi içeren yetkinlik ihtiyacı.
  • Sosyal çevresi tarafından kabul ve değer görme hissini içeren ilişkili(sosyal) olma ihtiyacı.

Gelelim bu modelin güzelliğine… Kitap yazma, arkadaş grubu içerisinde takdir edilme, hem/karşı cins tarafından beğenilme, takdir edilen bir sosyal statüye sahip olma, mahalle maçında kazanma, piyano çalabilme, maçın sonunu tahmin edebilme, ayın elemanı seçilme… liste uzar gider ama hepsi psikolojik ihtiyaçların tatminiyle ilgilidir. Hemen her davranışın ardında yatan motivasyonu bu modelle tespit edebiliriz. Üstelik neden-sonuç arasındaki bağ üzerine kafa yormamıza da gerektir çünkü eylem ve sonrasında elde edilen haz arasındaki ilişki çok güçlüdür. Başka bir deyişle bu eylemleri yaptığımız için mi tatmin olduğumuz yoksa bizleri tatmin edeceğini bildiğimiz için mi bu eylemleri tercih ettiğimiz birbirine girmiştir.

Peki bu kullanıcı deneyimi için ne anlama geliyor?

Öz Belirleme Teorisi bize çok basit bir şey söylüyor:

Kullanıcı arayüzle etkileşimi sırasında kendisini özerk, yetkin ya da ilişkili hissederse, bu durum kullanıcı motivasyonunu arttıracaktır.

Teorinin söylediğini hem tasarım hem de araştırma penceresinden farklı şekilde okuyabiliriz.

Tasarımcıysanız zaten tüm tasarımınızı (belki de bilmeden) bu ihtiyaçları karşılama amacıyla yapıyorsunuz demektir. Mesela mobil uygulamanın daha kolay kullanılmasını sağladığınızda kullanıcının yetkinlik hissinin tatmin edilmesine yardımcı oluyorsunuz. Doğru tasarlanmış bir bilgi mimarisi kullanıcının yolunu kolaylıkla bulmasını sağlayacak, bu da özerklik ihtiyacını karşılayacaktır. Tasarımcının bilinsizce amacı psikolojik ihtiyaçları tatmin etmek olsa da her zaman başarılı olamaz. Bunun en güzel örneği ilişkili olma ihtiyacını karşılaması beklenen ama kimsenin kullanmadığı sosyal medya paylaşım butonlarıdır. Düzgünce çalışan ya da hiç işe yaramayan tasarımlara baktığınızda muhakkak psikolojik ihtiyaçların tatmini aşamasında bir sorunla karşılaşırsınız.

Araştırmacıysanız o büyük soruyu cevaplamanızda Öz Belirleme Teorisi size yardımcı olacaktır: “Kullanıcılar arayüzü neden kullanıyor ya da kullanmıyor?” Kullanılabilirlik araştırmalarının en zor kısmı kullanıcıların yaptıklarını anlamlandırmaktır çünkü çoğunlukla kullanıcı bile bir şeyi neden yaptığını bilmez. Doğru cevaba ulaşmak için kullanıcıyı doğru biçimde yönlendirmek gerekir. Tam bu esnada temel psikolojik ihtiyaçlar cevapların aranacağı alanlar haline gelmektedir. Üç temel ihtiyaç doğrultusunda yapılacak sorgulamalar (Örn: Uygulamayı kullanabilecek yeterlilikte olduğunuzu hissettiniz mi?), motivasyonla ilgili elle tutulur çıktılar alınmasını kolaylaştıracaktır.

Psikolojik ihtiyaçları tatmin eden tasarımlar her yerde!

Instagram’dayız çünkü ilişkide kalmak istiyoruz. X’de yorum paylaşıyoruz çünkü bize düşüncemizi özgürce paylaşma izni veriyor. Dualingo’da dil öğrenmekten çok dili öğrenebilme hissi bizi tatmin ediyor. Bugün gördüğünüz başarılı tüm dijital ürünler psikolojik ihtiyaçları karşılıyor. “Bize iyi gelen” uygulamalara o kadar alıştık ki artık sadece televizyon satan bir e-ticaret sitesi istemiyoruz; aradığımız televizyon satan ve bu satış deneyimi esnasında psikolojik ihtiyaçlarımızı karşılayan bir e-ticaret sitesi.

--

--